9.11.07

33 biterken

Çok boşladım burayı, ama karnımdaki festival dışında heyecanlı birşey olduğu yok. Ev, iş, yemek, uykudan ibaret oldu hayat. Bir tek sık sık sinemaya gidiyoruz, bebeklerin artık iyi duyabildikleri için bu aylarda sinemadaki yüksek sesten hoşlanmadıklarını okumuştum ama bizimkinin keyfi yerinde gibi. Ay sonunda bir konsere gideceğiz, bakalım tepki verecek mi.

Aslında ufak bir heyecan yaşadık geçen hafta, düştüm. Akşam karanlığında, bir yandan çantamda araba anahtarını arayıp bir yandan merdivenden inerken son basamakta ayağım boşluğa geldi ve güm! Nasıl becerdim bilmiyorum ama kendimi dört ayak üstüne atmayı başardım. Ödümün patlaması haricinde bir şey olmadı gerçi ama yine de hastaneye gittik. Doktorum acildeki nöbetçilere her ihtimale karşı NST talimatı verdi. Geçen haftadaki kontrolümde "NST'ni daha sonra yaparız." demişti, kısmet bu haftayaymış demek ki. 10 dakika demişti ama hemşireler yarım saat uygun buldular, biz de oğlanın kickbox sesleri eşliğinde hastanenin doğum kısmını etüt etmiş olduk, beğendik, yine gelecek ben.

Hanereisi yine arazi. Üstelik daha isim de belirleyemedi(k). Anonim diyeceğiz bu gidişle. Olur da erken gelmeye filan karar verirse rezil olacağız etrafa. Bir de daha hastane için hiçbir şey almadım. Annem benden daha telaşlı, harıl harıl çikolata kesesi dikiyor; bıraksam içinin çikolatalarını alacak. Bense hala daha çok var modundayım. Uygun bir geceliğim bile yok, o kadar.

Yattığım aynı pozisyonda uyanan, deliksiz uyuyan ben artık sabaha kadar yatakta fırıl fırıl dönüp duruyorum, üstelik bu kadar kocaman bir göbekle çok da zorlanarak. Koltuktan kalkmak ve yattığım yerden doğrulmaksa en büyük eziyet, bazen kendimi ters dönmüş kaplumbağa gibi hissediyorum. Hergün yürümesem hepten küreselleşeceğim demek ki. Aynada kendimi tanıyamıyorum. Bu süreci 7-8 kilo alarak geçirenler mutant filan olsalar gerek. Mesela şu az kilo alan meşhur manken kızımız benim başladığım kiloda bitirmiş 9 ayı. Bense kendimi mutfaktan alamıyorum, hem yapmak hem de yemek anlamında. Sonra fırsat bulamam diye elimdeki daha önce denemediğim tariflerden yapıyorum (ki koca bir klasör tutuyor kendileri), evde iki kişi olunca da fazla fazla yiyorum. Bu denemeler ne hikmetse ve maalesef genelde pasta çeşitlemeleri üzerine oluyor. Tanrım, birazcık irade istiyorum, azıcık!

2 Comments:

At 10:55, Blogger Geveze Kalem said...

Öncelile geçmiş olsun. Hamilelikte en büyük dertlerden biridir kontrol edemediğin bedeninin kazalara maruz kalması.

Kaçırmış olmalıyım, cinsiyetini yazmış mıydın? İsim meselesi, sonlara yaklaştıkça hâlâ bulunamamışsa, daha zorlaşıyor anlaşılan. Bu işin en kötü tarafı da yarın öbür gün bıdığa da sevdirebilmek. Mesela benim yeğenimin adı İde, annesi babası özel, az bulunur ve anlamıyla da kızlarının karakterine yakışır bir isim olsun istediler. Fakat gel gör ki 5 yaşındaki İde'ciğimin en sevdiği isimler Meral, Ayşe, Zehra!:))
Sevgiler...

 
At 14:32, Blogger Ilgaz Gürses said...

Haklısın annemin kalemi, biz yırtınıyoruz seveceğimiz bir isim bulmak için ama bakalım o sevecek mi? İsim sözlüklerinde öyle isimler var ki yazık o isimlerin konulduğu insanlara. Bu arada bizimki oğlan, o yüzden çok zor.

 

Yorum Gönder

<< Home