19.4.07

sabun

Dün bir alışveriş merkezinde renk renk harika kokulu sabunları görünce dayanamadım, bir bir koklamaya başladım. İlgilendiğimi gören gençten satıçı saymaya başladı, bu kırışık açar, bu stres atar, bu rahatlatır, bu sıkıştırır, bu gevşetir, bu şöyle bu böyle. Üç öğün yıkan dert tasa kalmayacak, o kadar. Dır dır dır, öff bi bırak da koklayayım rahat rahat. Sonunda baktım susacağı yok, elime çikolatalı tarçınlısını alıp "bunu ancak yersen bu etkileri yapar, sabunla stres mi atılırmış!" dedim. (Aslında çocuk ne yapsın, bütün kozmetiklerin pazarlama taktiği bu sonuçta) Sonradan kendim bakarım deyip bir broşür istedim, bir kitapçığın ilk sayfasını kıvırıp verdi, kocaman bir dert listesi, yanında devası olacak sabun cinsi; ayol yarım saat sürer sırf sayfalarını çevirsem. Herhalde okuyacağıma kanaat getirmedi onu da çekip aldı elimden. Neyse boşver deyip koklamaya devam. Baktı bana laf anlatamayacak "o zaman bir de şunu koklayın" diye yaseminliyi uzattı, mis mis. Renkleri de çok canlı, "bunların rengi sentetik boyadan mı doğal mı?" diye sordum, bir iki hık mık etti, doğal olduğu mealine gelen birşeyler söyledi. Feci fahiş bir rakam ödeyerek birer tane bademli, lavantalı ve yaseminliden aldım.

Oğlanın tüm amatörlüğüne, fiyatın anlamsız yüksekliğine ve kitağçığın da (sonradan gelen diğer görevli "aa size kitapçık vermemiş miyiz?" deyip tutuşturdu elime neyse ki) baştan sonra imla hatalarıyla ve komik komik iddialarla dolu olmasına rağmen bu bir süredir sağda solda adını duyduğum sabunlardan almış oldum. Ben ya çok kolay bir müşteriyim ya da kafama koyduğum malın ambalajı, sunumu nasıl olursa olsun elimden kurtulamıyor. Umarım kullanınca memnun kalırım da enayiliğimle kalmam.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home