23.3.07

neyse ki bitti

Bu hafta işte üzerimden buldozer geçti sanki, bir yoğunluk, bir koşturmak, cumartesi de bir sürü sıkıcı iş beni bekliyor. Pazara boşum neyse ki. Bu akşam annemlerle mutat yemeğimiz var. Onu da atlattıktan sonra ayaklarımı uzatıp uzun uzun uzanmak istiyorum. Bizimki de Gilmor kızlarının (gitti canım dizi) mutat cuma geceleri gibi ama günü sabit değil. Arada bizimkileri onlara benzetiyorum zaten, bir de Avrupa Yakası'ndakilere. O kadar teatral ve komik değiller elbette, ama bazı olaylara tepkileri tıpatıp aynı. Böyle bir ebeveyn formatı var herhalde.

Günün en güzel kısmı akşam yemeğinden sonra kitap, dergi ve uzaktan kumandayla kanepeye yayılmak. Bazen eve geç gelince uykusuzluk pahasına uzatıyorum bu saatleri. Eskiden, hele bahar ve yazsa, iş çıkışı çarşı çarşı dolaşmaya bayılırdım. Şimdi bir koşu eve kapanıyorum, kaçıyor sanki.

Belli bir sıkıntın varken depresif olmak iyi bir şey, ortada bir şey yokken ise sinir bozucu. Son birkaç gündür bir haller var üzerimde ama bir nedeni yok. Hormonlardandır herhalde, umarım.

Bir isteğin gerçekleşmesi için insan kendini o isteği olmuş şekilde hayal etmelidir derler, araba istiyorsan kendini markası modeli belli bir arabanın direksiyonunda düşlemek gibi misal. Bu bahar da kendimi düşlediğim resimde değilim. Yanlış şeyler mi istiyorum acaba?

Şu fengshui kurbağaları gerçekten işe yarıyor, test edilip onaylanmıştır. Sırayla bütün tanıdıklara hediye olarak alacağım, hizmette sınır yok. Önceleri saçma gelmişti ama binlerce yıllık uygarlık yalan söyleyecek değil ya, ben de yani!

Hizmette sınır yok dedim de aklıma geldi, bizim okulun mezunlar derneği ev içi tamirat kursu açmış, musluk, lamba, elektrikli aletler, tesisat filan. Üniversite bitirmek conta sıkmak, matkap kullanmakta bir işe yaramıyor haliyle. Vaktim olsa cidden katılırdım. Faideli bir hizmet.

Hadi kendine iyi bak, iyi akşamlar, görüşürüz.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home