21.6.07

barajı aştık, hamillerde bulantıyı kaldıracağız!!!



Son yazıdan bu yana epey geçti yine biliyorum ama bir sor ki niye. Her bir süre ortadan kaybolmuş blogcu dişisi gibi bizde de yolda bir bebek var. Bu hafta itibariyle 4. aya girdik çok şükür ama 3 ay nasıl geçti bir ben bilirim, şimdi bir de sen bileceksin.

Haberi aldığımın ertesi günü başlayan komplikasyon neredeyse 1 ay yüreğimizi ağzımıza getirdikten sonra hayırlısıyla yerini daha olağan belirtilere bıraktı, ama alçak belirtiler teker teker değil toptan hücum ettiler üstüme; aynı anda mide bulantısı, yanması, öldürücü gaz sancısı, koku hassasiyeti ve ruh hali dalgalanması yaşanmasını hiç tavsiye etmiyorum buradan. İnsanı bitirebiliyor netekim. Aşermeyi beklerken iştahsızlıktan kilo verdim, olur olmaz zamanlarda kustuğumdan çantamda torbalarla gezdim, depresyonun eşiğine geldim, iyi gelir diyerek duyduğum her şeyi yedim içtim, ııh, geçmedi işte. Yavaş yavaş normale dönüyorum gerçi ama hala akşam yemekleri ve sonrası kabus tadında geçiyor. Sabaha kadar on kere tuvalete taşınma, hep uyuma, hiç kalkmama isteği filan teferruat tabii. Ben üreme sürecini hayvanlar aleminde bu kadar sıkıntılı yaşayan başka bir canlı olduğunu sanmıyorum, biz insankızlarına nedir bu görülen reva anlamış değilim.

Zaten dalgalı ve endişeye meyilli psikolojim bu arada iyice psikoza girdi. Olur olmaz her şeye, durduk yerde ağlamalar (yedek kabak oyacağını bulamadım diye 15 dakika böğüre böğüre), bulantıdan kafamı yastıktan kaldıramadığım zamanlarda "ben kendime bakamıyorum bu bebeğe nasıl bakacağım, benden anne filan olmaz" diye paniğe kapılmalar, eskiden parmağını bile kıpırdatmazken şimdi bana evde neredeyse hiç iş bırakmayan cefakar ve de vefakar Hanereisine örneğin bulaşıkları yıkarken çok su harcıyor diye sinir olmalar, mızmızlandığım zaman "geçecek, az kaldı, annelik böyledir işte" diyen anneme daha da sinir olmalar, bulantıdan dolayı doğru dürüst beslenemiyorum, bebeği aç bırakıyorum diye suçluluktan kıvranmalar, bütün ara basamakları atlayıp "bu çocuğu hangi okula vereceğiz biz" diye manyak arayışlara girip sonra kendime sinir olmalar, odasına büyük bir tadilat gerekiyor, ya zamanında bitmezse diye bu konuda fazla aceleci davranmayan Hanereisine yine sinir olmalar, İstanbul'da kardeşimin kurabiyemi götürdüğü parklara iç çekip Ankara'daki (olmayan) parklara sinir olmalar, tamam o da meraklısı değil ama beni bu halimle bırakıp bırakıp seyahate giden Hanereisine çok sinir olmalar, kısaca yoğun bir sinir olmalar dönemiydi işte.

Cilt cilt kitaplar devrildi, internet delik deşik edildi, doktorla artık tıbbi terimlerle gayet güzel anlaşıyoruz ama henüz içimdekinin bir insan yavrusu olduğu idrakına pek varamadığımızdan melek yavrumuza önceleri bulgur, pirinç, nohut, sonra da çilek, erik, mandalina diye bakliyat ve narenciye muamelesi yaparak bilinç düzeyimizi de ortaya koymuş oluyoruz.

Giyim kuşam işleri yavaş yavaş SOS vermeye başladı, etekler henüz idare ediyor ama pantolonlar çoktan arkalara atıldı bile. Ayakkabılarım genelde topuklu olduğundan onlar da nadasa bırakıldı. Henüz öyle hamil giysilerini filan kendime yakıştıramıyorum, döne dolaşa üçbeş şeyi giyip çıkarıyorum. Yalnız bu senenin göğüs altından büzmeli elbise modası şahaneymiş, 36 beden elbiseleri bu haldeyken bile rahatça giyebiliyorum.

İki aydır neredeyse nefes almaya bile korktuğumdan, her daim gözüm yatakta olduğundan ve de her an içimin dışıma çıkma ihtimaline karşı bıraktığım spora dün itibariyle tekrar başladım, çok mutluyum. Sabah yarım saat yüzdüm, biraz midem ağzıma geldi tabii ama olsun, hareket etmek pek hoş bir duygu. Bizim balık da yüzüyor zaten mütemadiyen kesesinde, ona da iyi gelir herhalde.

8 Comments:

At 22:37, Blogger Sanem said...

Tebrik ederim, simdi daha iyi oldugunuza da sevindim :)

 
At 09:38, Blogger huysuz said...

öakıltaşım, sen de ortalıktan kaybolunca valla aklıma gelid benim de :) çok çok tebrikler, sağlıkla geçiririz bu dönemi hep birlikte umarım.

 
At 13:34, Blogger Ilgaz Gürses said...

Teşekkürler sanem, tecrübeliler bu daha ne ki diyorlar gerçi ama, olsun :)
Sağol Huysuzcum, inşallah doğdukları zamanları da yazarız böyle.

 
At 22:45, Blogger dory said...

Ne güzel, tebrikler:)
Valla özenmiyorum desem yalan olur...

 
At 11:11, Blogger Ilgaz Gürses said...

Sağol Dory ama şu anda hiç özenilecek bir halim yok inan. Zaten halihazırda anne olanlar çektikleri sıkıntıları hiç hatırlamıyorlar nedense :)

 
At 16:23, Blogger Pratik Anne said...

Cakiltasi,
Cok tebrik ederim. Dedigin gibi unutuyorsun hemen bu bulantilari, ruh gelgitlerini. Sonra tadina varmaya basliyorsun. Hele bir gobish kipirdanmaya baslasin. O zaman icinde hakikaten biri oldugunun idrakina varir daha rahat olursun. Sana mutlu, saglikli ve rahat bir hamilelik diliyorum geri kalan 5.5 ayda.

 
At 17:05, Blogger YesilErik said...

Cakiltasim, cok tebrik ederim. Yeni gordum yazini. Umarim hamileliginin geri kalani daha rahat gecer.

 
At 11:12, Blogger Ilgaz Gürses said...

Teşekkürler pratik anne (ne güzel ir isim), heyecanla o günleri bekliyorum.
Sağol yeşil erik, darısı başına (diyeyim mi?)

 

Yorum Gönder

<< Home