23.12.07

bir türlü güncellenememiş günce

Fırsat bulmuşken bir post daha.





Bizim kuzu emmeyi öğrendi. Ama bu sefer de bırakmayı bilmiyor. Yarım saatte, saatte, ya da 2 saatte bir istiyor. Sanırım yeterince doyamıyor. Kesin bilmiyorum, zira doktoruyla emzirme işinin inceliklerini henüz konuşmamıştık; daha birkaç hafta süreceğini sanıyorduk ki bizimki bunu da erkenden kaptı. Birkaç gün öncesine kadar emmesi için gözünün içine bakarken şimdi biraz uyku için bana fırsat tanıması için yalvarıyorum. Rutinimiz 10 dakika emzir, 15 dakika-yarım saat uyandırmak için uğraş, yine emzir, yine uyandır, 1 saat kadar uyu ve tekrar başa dön. 3 gün böyle gittikten sonra artık uykusuzluktan zombi kıvamı aldım ve dün gece iki sefer mamaya direnemeyip verdim...






DİYE YAZMIŞIM BİR SÜRE ÖNCE...

ama her gün yeni bir şey oluyor, eskiyi siliyor. İkimiz de yeni yaşamımıza alışmaya başladık. Her gün hem bir öcekinin aynı hem de çok farklı. Günler saatler birbirine girdi. Sonunda evvelsi gün gidip feci haldeki saçımı kestirebildim. Biraz fazla kısa oldu; eskiden olsa karalar bağlardım ama zaten evden dışarı pek çıkmadığımdani çıktığım zaman da suçluluk duygusuyla derhal dönmeye baktığımdan pek kimse görmeyecek ne de olsa.




Bu iş böyle ne kadar sürer bilmiyorum. Herhalde ufaklık büyüdükçe bana da başka şeyler için zaman, derman ve akıl kalacak. Şimdilik 40 denen o büyülü tarihi bekliyorum; bebek o zaman rutine girecekmiş, karnım o zaman inecekmiş, lohusalık resmi olarak o gün bitecekmiş...




En acısı mutfağa tekrar dönüş olacak. Şimdilik ben söylüyorum, babam alışverişi yapıyor, annem pişiriyor. Ufaklık kucağımdayken nasıl olacak bu iş bilmiyorum.



DERKEN...

Annelik gerçekten zormuş diyeceğim, olanlar gülecek olmayanlar korkacak ama şimdilik benim hissettiğim bu. "Hele bir emsin gerisi kolay" derken şimdi de " hele bir yarım saat emsin yarım saatte de uyusun yeter" moduna geçtim. Doktorumuz 20 dakika en fazla yarım saat emzirip gerekirse sonra emzik kullanıp uyutmamı söyledi ama bizimki ne yarım saat emmeyle doyuyor ne de emzik alıyor. Günümün büyük kısmı odasındaki koltukta geçiyor artık. Gündüzleri koşturmaktan pek dinlenemediğimden geceleri ayrı bir zevkli geçiyor. Herşey ayrı bir suçluluk vesilesi oldu; sütüm yedeklemek için sağacak kadar çok değil, o yüzden evden çıktığım zaman mamaya talim ediyor, 1,5 saat emzirdikten sonra uyutma merasimine halim ve sabrım kalmayıp anneme havale ediyorum, bu da beni ilerideki başbaşa günlerimizi düşündürterek ayrıca geriyor. Tam aman yoluna girdi derken herşey baştan değişiyor. Hanereisi epeydir feci hasta olduğundan bebeğe yaklaşamıyor, yani ondan da hayır yok. Internetten uyku ve emzirmeyle ilgili bulduğum herşeyi okuyorum ama pek işe yaramıyor. Bakalım belki 1. ay için fazla sabırsız davranıyorum, göreceğiz.



Şimdilik ben annelik zormuş derim, sonrasını bilemem.

biz geldik

Bizim minik kuzu anasına çekti vetezcanlı bir kuzu olduğunu kanıtlayarak 4 hafta erken gelmeye karar verdi. Bir akşam, daha işten ayrılalı 1 hafta ancak olmuşken, sabahında şehrin muhtelif yerlerindeki işlerimi görmek için arabayla ve yürüyerek dört dönmüşken, oturup 2 saat çikolata keselerinin mıknatıs süsleriyle uğraşmış ve yarısına bile gelememişken, saat 10 gibi elimde dergi koltukta yayılmışken ve hanereisi yurtdışında, annemler evlerinde, ev dandini ben ondan da beterken, deve tellal pire berber iken suyum geliverdi.

Sonrası; annemlere ve doktoruma haber, hanereisine ister balonla ister koşarak, bir şekilde yetişmesi talimatı vererek, evi azıcık toplayarak, çantamın eksikliklerini tıkıştırarak, ve dua ederek geçirilen panik dakikaları. Hastaneye yatış, sancılar ve sabaha kadar bekleyiş. Tanrım bu 4 hafta için ne planlarım vardı hiçbirini takmadı oğlum. Sadece babasının gelişini bekledi o kadar. Tam beni ameliyathaneye indirecekleri dakika yetişti eşim ve içeri girdik…

Asıl macera sonra başladı. Biraz minik ama sağlıklı şekilde doğdu kuzum anka kuşum. Ne prematüre ne haftasında, önlem için daha doğru dürüst koklayamadan aldılar koynumdan ve yoğun bakıma koydular. 3 gün ara ara küvezden seyrettim yavrumu.

Genç yaşında çektikleri yetmedi, birkaç gün sonra sarılık oldu haydi tekrar hastaneye. Işıklar altına kavruldu pişti bebeğim. Neyse ki geçti.

Bu arada ben hayatımın en berbat dönemini geçirdim ve hala da çok iyi sayılmam, zira ememiyor küçüğüm, çünkü daha çok küçük. Hiçbir teselli aklımda yerini bulmuyor, kimsenin tecrübesi iknaya yetmiyor. 10 dakikada bir ağlıyor, günde en az bir kere kriz geçiriyorum. Mama vermek çok gücüme gidiyor, ha bire süt sağmak hem çok yorucu hem can acıtıcı. Şaşkın ve yorgunum. Günler sağarak, enjektörle besleyerek, memeye alıştırmaya çalışarak, fırsat buldukça süslerini tamamlamaya çalışarak ve asla dinlenemeyerek geçiyor. Annem evi ele aldı ama benim gibi takıntılı bir düzen hastasına yetmiyor işte, ancak 10. günde biraz düzen kurabildik.

Hanereisi epeyce evde kalacak, bu iyi bir şey, ama sanki daha önce 10 tane doğurmuş gibi her şey hakkında fikri var. Annemle sık sık geriliyor, bu da beni geriyor. Kendi derdim yetmezmiş gibi bir de bununla uğraşıyorum. Emzirme sıkıntımı pek anlayamıyor. Ukalalığı lohusalık sıkıntısını pek kapsamıyor nedense.

Geçen gün tartıldığımda yajklaşık 9 kilonun gittiğini gördüm, ama hala 6 aylık gibi karnım ve yağlar duruyor.

Böyle böyle yuvarlanıp gidiyoruz işte.

Pompa başından şimdilik bu kadar iki elimi de kullanabildiğim ilk fırsatta yine yazarım.